KÜLTÜR SANAT

Çobanlardan Topladığı Yünleri Sanat Eserlerine Dönüştürüyor

Konya’da yaşayan keçe ustası Fatma Gül Girgiç, köylerden topladığı yünleri işleyerek keçeden sanat eserleri ve günlük kullanıma uygun ürünler üretiyor.

54 yaşındaki Girgiç, çocukluk yıllarından beri el sanatlarıyla iç içe büyüyerek, öğrendiği farklı becerileri keçe sanatıyla birleştiriyor.

Fatma Gül Girgiç, Konya'da keçe ustalığı yapan ve aynı zamanda üç çocuk annesi olan bir sanatçı. Sanata olan ilgisi küçük yaşlarda başlamış. Babasından ahşap işleme, annesinden ise nakış ve resim yapmayı öğrenen Girgiç, tüm bu sanatları keçe sanatı ile birleştirerek, bu alanda kendini geliştirmiş. 2011 yılında açtığı atölyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Somut Olmayan Kültür Mirasçısı" unvanı ile ödüllendirilen Girgiç, keçe sanatını devam ettiriyor.

"Çocukluğumdan Beri El Sanatlarıyla Uğraşıyorum"

Keçe sanatı ile tanışma sürecini anlatan Fatma Gül Girgiç, bu sanata olan tutkusunu şu sözlerle dile getirdi: "2011 yılında atölyemi açtım ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültür Mirasçısı olarak keçe ustalığına devam ediyorum. Çocukluğumdan beri el sanatları ile uğraşıyorum. Ailem sanatçıdır; ağaç işleri, resim ve birçok sanat dalıyla iç içe büyüdüm. Annem, dikiş ve resim ustasıdır, babam ise ağaç işleri ustası. Bu sanatlarla büyüdüğüm için yıllar sonra bir proje ile yolum keçe ile kesişti. Zamanla gördüm ki, hayatım boyunca öğrendiğim tüm sanat dalları keçede buluşuyor. Keçe, beni en çok tatmin eden ve birikimimi en iyi ifade eden sanat oldu, bu yüzden bu alanda ilerlemeye devam ettim."

Fatma Gül Girgiç, keçe sanatında daha çok geleneksel çalışmalara ağırlık verdiğini belirtti. Özellikle sufi ve Mevlevi temalı çalışmalar yaparken, modern tasarımlar da üretiyor. Günlük kullanıma uygun yelekler, şallar, patikler ve takılar gibi çeşitli ürünler de keçe ustasının atölyesinde hayat buluyor.

"Yünleri Kırkılma Zamanı Çobanlardan Topluyoruz"

Keçe sanatının sabır gerektiren bir uğraş olduğunu vurgulayan Girgiç, yünlerin koyunların kırkılma zamanında çobanlardan toplandığını ve işlenme sürecinin başladığını anlattı. "Keçe çok sabır gerektiren bir iştir. Yerel yün kullanıyoruz ve yünleri kırkılma zamanı çobanlardan topluyoruz. Depomuzda biriktirdikten sonra büyük yıkama alanlarında yıkamaya gönderiyoruz. Belirlediğimiz renklerde boyandıktan sonra atölyemize geliyor. Hangi ürünü yapmak istiyorsak, o şekilde elimizde şekillendiriyoruz. En kısa ürün bile 1-2 günde çıkar, bu süre daha da uzayabilir" diye belirtti.

"Sağlığım El Verdiği Sürece Devam Etmek İstiyorum"

Sanatını sağlığı el verdiği sürece ömrünün sonuna kadar devam ettirmek istediğini dile getiren Girgiç, işlerinin tamamen el emeğine dayandığını ve makineleşmenin keçe sanatında yer almadığını vurguladı. "Bizim sanatımızda makineleşme yok. Her iş, aşama sıfırdan başlar; tasarımı yapılır, oluşur, biter ve ürün sunulur. Bu nedenle makineleşme gibi bir durumumuz yok. Belki ileride yapılabilir ama şu anda böyle bir şey mevcut değil. Bu yüzden beden sağlığımız çok önemli. Beden sağlığım el verdiği sürece bu işi yapmaya devam edeceğim" ifadeleriyle sanata olan bağlılığını dile getirdi.