Birleşik Metal-İş Sendikası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından alınan 2 bin metal işçisinin grev hakkının 60 gün süreyle yasaklanmasına ilişkin sert bir açıklama yaptı. Sendika, yasak kararının gerekçesinin ''milli güvenlik'' olarak gösterilmesine tepki göstereek, bu yasağın yalnızca MESS üyesi dört fabrikaya olduğunu belirterek, kararın hukuksuz olduğunu savundu.
Birleşik Metal-İş, 4 Aralık'ta Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) karşı başlattığı grevin Erdoğan'ın kararıyla yasaklandığını duyurdu. Cumhurbaşkanlığı kararı Resmi Gazete'de yayımlandı ve grevin, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 63. maddesi gereğince ''milli güvenliği bozucu'' nitelikte olduğu öne sürüldü. Ancak grevin yasaklanması yalnızca MESS üyesi 4 fabrikayı kapsadı. Bu fabrikaların, yalnızca ihraç ürünleri üreten işletmeler olduğunu belirten Birleşik Metal-İş, bu durumun Türkiye'nin milli güvenliği ile hiçbir ilgisi olmadığını vurguladı.
Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar, İstanbul'da yapılan basın toplantısında, grevin yasaklanmasının ardından yaşanan değerlendirdi. Atar, bugün itibariyle 1600 işçinin 7 fabrikada greve devam ettiğini, önümüzdeki günlerde başka fabrikalarda da greve çıkılacağını söyledi. Grev yasağının, sadece MESS üyesi işyerlerinde uygulanmasının manidar olduğunu ifade eden Atar, bu yasağın bir sermaye örgütünün çıkarlarını korumaya yönelik olduğunu belirtti.
Sendika tarafından yayımlanan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Grev yasaklamalarının yapıldığı işyerleri trafo üreten ve ürettiklerinin tümünü de ihraç eden işletmelerdir. Dolayısıyla, bu fabrikaların yurt içine yönelik üretimleri yoktur ve bu nedenle de Türkiye’nin milli güvenliği bozması söz konusu olamaz.
Ayrıca, trafo üreten fabrikaların milli güvenliği nasıl bozduğunu anlamak mümkün değildir.
Grev yasaklama kapsamında bulunan fabrikalardan birisi de Balıkesir/Gönen’de bulunan MESS üyesi Arıtaş Kriyojenik işyeridir. Bu fabrika kriyojenik üretimi yapmaktadır. Yapılan üretim düşük sıcaklıklarda sıvılaştırılmış gazların depolanması ve taşınması için tasarlanmış depolardır.
Sıvı gazın taşınması için yapılan üretim, milli güvenliği nasıl bozmaktadır? Üstelik Türkiye’de bu üretimleri yapan bu işletmeler dışında onlarca işletme vardır.
Yine grev kararı aldığımız bir başka işletme olan ve MESS üyesi olmayan Green Transfo işyerinde ise grev kararımız yasaklanmamıştır. Dolayısıyla aynı işi yapan bir fabrikada grev milli güvenliği bozarken, bir başka fabrikada ise milli güvenliği bozmamaktadır. Bu durum nasıl açıklanacaktır bilemiyoruz.
"MESS’E ÜYE 4 İŞLETME Mİ MİLLİ GÜVENLİĞİ BOZMAKTADIR?"
Diğer yandan çeşitli sektörlerde halen devam eden çok sayıda grev varken üstelik sendikamızın örgütlü olduğu Mersen işyerinde de aylardır grevimiz sürerken yasaklama sadece 4 işletme için yapılmıştır. Diğer hiçbir işletme milli güvenliği bozmamakta ama MESS’e üye 4 işletme mi milli güvenliği bozmaktadır?
Bütün bunlar grev yasağının ne kadar hukuk dışı olduğunun özetidir. Yasaklanan grevlerin olduğu işletmeler MESS’e üyedir. Sadece MESS üyesi işletmelerdeki grevler tam da adrese teslim olarak yasaklanmıştır. Oysa birkaç ay önce MESS’ten ayrılan ve yine grev kararı aldığımız bir işyeri olan Green Transfo’da grev yasaklanmamıştır. Bunun anlamı açıktır. Yapılan işlemin milli güvenlikle ilgisi yoktur ve bir sermaye örgütünün korunmasından başka bir anlamı da yoktur.
Günlerdir belirtiyoruz. Sakın ola grev yasaklama yoluna gitmeyin ve grev yasaklarından medet ummayın, diye… Metal işçileri ilk defa grev yasakları ile karşılaşmıyor.
2003 -2023 dönemi içerisinde (AKP dönemi) toplam 21 'Grev Erteleme' kararı verilmiştir. Bu dönem içinde ertelenen grevlere 195 bin işçi katılacaktı. Bu yasaklar nedeniyle 195 bin işçinin özgür toplu pazarlık hakkını kullanması iktidar tarafından engellenmiştir."