Dr. Özgü, “Dünyada en yaygın görülen virüs” olarak tanımladığı HPV’nin, her dört kadından üçünün hayatlarının bir döneminde karşılaştığı bir virüs olduğunu vurguladı.
HPV’nin yaklaşık 200 türü bulunduğunu ve bunlardan yaklaşık 40’ının genital sistemde enfeksiyon oluşturma potansiyeli taşıdığını ifade eden Doç. Dr. Özgü, “Bu virüs, rahim ağzı kanseri başta olmak üzere yemek borusu, baş boyun, penis ve vajina kanseri gibi birçok kanserin sebebi olarak bilinmektedir. Bazı tipleri sadece siğillere neden olurken, diğerleri kanser yapabilme potansiyeline sahiptir,” dedi. Virüsün cinsel ilişki yoluyla bulaşma oranının %95 olduğunu belirten Özgü, bu durumun cinsellikte dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi.
Her HPV Enfeksiyonu Kanser Değildir
Doç. Dr. Özgü, HPV’nin vücuda girdikten sonra bağışıklık sistemi tarafından temizlenme oranlarının oldukça yüksek olduğunu, ilk yıl içinde %80, ikinci yıl içinde ise %90 oranında temizlenme gerçekleştiğini belirtti. Ancak temizlenmeyen %10’luk kısım, rahim ağzında değişiklikler yaparak kanser riskini artırabiliyor. “Her HPV enfeksiyonu kanser değildir. Tehlikeli olan, virüsün kronik enfeksiyon yaparak vücutta değişiklikler oluşturmasıdır,” diye ekledi.
Aşının Önemi
HPV aşısının rahim ağzı kanserini önlemede en etkili yöntemlerden biri olduğunu vurgulayan Özgü, “Aşı, bağışıklık sistemini güçlendirerek virüsü vücuttan daha hızlı atmaya yardımcı olur,” dedi. Ayrıca, HPV'nin hücresel düzeyde yaptığı değişikliklerin tarama yöntemleriyle erken tespit edilip, kanser oluşmadan önlem alınabileceğine dikkat çekti.
Tarama Testleri ve Jinekolojik Muayene
Doç. Dr. Özgü, HPV’nin taranması için en başarılı yöntemlerin başında smear testi (PAP smear) ve HPV DNA testi olduğunu açıkladı. “Smear testi, HPV’nin yaptığı hücresel değişiklikleri incelerken, HPV DNA testi vücutta aktif HPV enfeksiyonu olup olmadığını gösterir. Her iki testin birlikte yapılması, rahim ağzı kanserini önlemede etkili olmaktadır,” dedi.
Kadın sağlığı açısından her yıl yapılan jinekolojik muayenelerin önemine işaret eden Dr. Özgü, 30-65 yaş arası kadınlara beş yılda bir HPV testi uygulanacağını, pozitif sonuç alınması durumunda smear testi ile hücresel değişikliklerin inceleneceğini belirtti. Uluslararası kılavuzların, üç yılda bir HPV ve smear testinin birlikte yapılmasını önerdiğini vurguladı.
Aşılamanın Önemi
HPV aşısının temel hedef kitlesinin 9-15 yaş arasındaki çocuklar olduğunu belirten Dr. Özgü, “Aşılamayı sadece kız çocukları için düşünmeyin, erkek çocuklarının da hem kendilerini hem de kız çocuklarını korumak için aşılanması gerekir,” dedi. Çocukluk çağında iki doz aşı yeterli iken, erişkin dönemde üç doz aşı uygulandığını anlattı.
Tüm dünyada 66 ülkenin ulusal aşılama programında HPV aşısının yer aldığını ifade eden Doç. Dr. Özgü, “Umarım en kısa zamanda ülkemizde de aşılama programına alınır. Eğer çocuklarımızı aşılayabilirsek, rahim ağzı kanseri, aşı ile engelleyebildiğimiz tek kanser olarak tıp literatüründe yerini alacaktır,” dedi.