Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Demirer, kalıcı yaz saati uygulamasının biyolojik ritmi bozarak DNA tamir mekanizmasını etkilediğini ve Türkiye'de kanser vakalarının artmasındaki en önemli nedenlerden biri olduğunu söyledi. Demirer’e göre, biyolojik saatin bozulması, kanser vakalarındaki dramatik artışın başlıca etkeni.

Prof. Dr. Demirer, biyolojik ritmin insan sağlığı üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, 8 Eylül 2016’dan bu yana uygulanan kalıcı yaz saati sisteminin DNA tamir mekanizmasını bozduğunu ifade etti. Demirer, “Biyolojik saat bozulduğunda, hücredeki DNA tamir mekanizması da etkileniyor. Bu mekanizma, vücudun kanser hücrelerine karşı kendini savunma sistemlerinden biridir. Eğer DNA kendini tamir edemezse, hücreler kanser hücresine dönüşebilir” dedi.

Sosyal Anksiyete Gençlerde Artıyor Sosyal Anksiyete Gençlerde Artıyor

Prof. Dr. Demirer, bu bozulmanın Türkiye’de kanser vakalarının artışına doğrudan katkı sağladığını belirterek, "Biyolojik ritmin bozulması, Türkiye'deki kanserlerde önemli ölçüde artışa neden oldu. Kalıcı yaz saati, kanser artışındaki en önemli sebeplerden biri" ifadelerini kullandı.

Kanser Vakalarında Endişe Verici Artış

Türkiye’de son yıllarda kanser vakalarındaki hızlı artışa dikkat çeken Prof. Dr. Taner Demirer, kalıcı yaz saati uygulamasının bu durumu daha da kötüleştirdiğini belirtti. "5-6 yıl önce Türkiye'de yıllık kanser vaka sayısı 160 bin civarındaydı, ancak bugün bu sayı 250 bin vakaya yükseldi. Bu artışın en büyük nedenlerinden biri kalıcı yaz saati uygulamasıdır" şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Demirer, biyolojik ritmin önemine vurgu yaparak, 2017 yılında 3 Amerikalı bilim insanının gece-gündüz ritminin insan hücrelerine etkisini araştırarak Nobel Ödülü kazandığını hatırlattı. "Bu araştırma, biyolojik saatin insan sağlığı üzerindeki kritik rolünü ortaya koyuyor. Biyolojik saati bozduğunuzda, hastalık riskini artırıyorsunuz. Kalıcı yaz saati uygulaması da bu süreci olumsuz yönde etkiliyor" dedi.

Tartışmalara Rağmen Değişiklik Yapılmadı

Kalıcı yaz saati uygulaması, 2016 yılında yürürlüğe girmesinden bu yana birçok tartışmayı beraberinde getirmiş olmasına rağmen, uygulamada herhangi bir değişiklik yapılmadı. Özellikle biyolojik ritim üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle uzmanlar tarafından eleştirilen bu sistemin, uzun vadede sağlık sorunlarına yol açabileceği uyarıları giderek artıyor.

Prof. Dr. Taner Demirer’in bu açıklamaları, kalıcı yaz saati uygulamasının sadece sosyal hayatı değil, halk sağlığını da derinden etkilediğini gözler önüne seriyor. Uygulamanın sağlık üzerindeki uzun vadeli sonuçlarının daha fazla araştırılması gerektiği ifade ediliyor.