Sosyal anksiyete, özellikle gençler arasında giderek daha yaygın hale geliyor. Uzmanlar, bu tür kaygıları aşmak için kişilerin korktukları durumlardan kaçmamaları ve bu durumlara maruz kalmaları gerektiğini belirtiyor. Medicana Konya Hastanesi Psikoloğu Rabia Bağcı, sosyal anksiyetenin sebepleri ve çözüm yolları hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Son yıllarda sosyal anksiyete, gençler arasında giderek artan bir kaygı bozukluğu olarak dikkat çekiyor. Bu durum kişilerin toplum içinde hata yapma, yanlış anlama veya etiketlenme korkusuyla kendini gösteriyor. Uzmanlar sosyal anksiyeteyi tedavi etmek için kişilerdne kaçınmak yerine korktukları durumlarla yüzleşmelerini öneriyor.

Kadınlarda Daha Fazla Görülüyor

Kış Hastalıklarından Korunmak İçin Alınacak Önlemler Kış Hastalıklarından Korunmak İçin Alınacak Önlemler

Medicana Konya Hastanesi'nden Psikolog Rabia Bağcı, sosyal anksiyetenin toplumda görülme sıklığının yüzde 20'lere kadar ulaştığını belirterek bu oranın kadınlarda daha fazla olduğunu ifade etti. Bağcı sosyal anksiyete sahip insanlar için şunları söyledi: ''Bu kişiler etkileşimden kaçınırlar, göz kontağı kuramaz, bir eylemi başkalarının yanında gerçekleştiremezler. Dikkat odağı olmaktan ve damgalanmaktan korkarlar. Sebeplerine gelecek olursak; bunun en başlıca sebeplerinden bir tanesi ebeveyn tutumları yani aile yapılarımız korumacı, mükemmeliyetçi ebeveynlerin çocuklarında anksiyetik semptomlar görülebilir. Biyolojik olarak beyindeki serotonin dengesizliğinden gitmektedir. Aile bireylerinden genetik bir aktarım da söz konusudur ve geçmişte utanç duyulan bir olay öyküsüne sık rastlanılır" dedi.

A W340895 02

"Tedavi edilmezse yaşam boyu sürebilir''

Bu tür kaygıların özellikle ergenlikte başladığı ve tedavi edilmezse ömür boyu sürebilecek bir rahatsızlık olduğunu söyleyen Psikolog Rabi Bağcı, özellikle ergenlik döneminde arkadaş ilişkileri, okul performansı ve kariyer hedefleri gibi konularda yaşanan baskıların da gençlerde sosyal kaygıların artmasına neden olabileceğini ifade etti. 
Bu gibi durumlarda bireylerin , kaçındığı durumları sık sık deneyimlemesi gerektiğini söyleyen Bağcı, ''Örneğin sunum yapmaktan korkuyorsa bol bol sunum yapmayı kendine hedef göstermelidir. Toplum içerisinde yemek yemekten çekiniyorsa bu onun için artık kaçınma davranışı sergilemesine sebep oluyorsa ve hayat imkanlarını engelleyecek durumdaysa, örneğin tamamen okulda kalacağı bir süreç olabilir ve bu süreç içerisinde yurtta kalacağı durumlar olabilir. Bu durumlarda arkadaşlarının yanında yemek yemekten kaçınabilir. Bu durum onu kötü etkileyebilir. Bu yüzden kişiler küçük hedefler koyarak kendilerini maruz bırakmalı. Aynı zamanda ruhsal destek alabilirler. Bireylerin duygusal ve zihinsel sağlığını desteklemeyi amaçlayan bir dizi teknik ve yöntem mevcuttur. Kişilerin kendilerini ve duygusal tepkilerini daha iyi anlamalarına, stresle başa çıkabilme becerilerini geliştirmelerine, genel yaşam kalitelerini iyileştirmelerine yardımcı olur. Alınan bu ruhsal destek de gençlerin kendilerine olan güvenlerini artırmalarına ve kendi değerlerini fark etmelerine yardımcı olur" diye konuştu.


Ebevyenler ve Eğitimciler için Öneriler
Okullarda çocukların bildiği sorulara parmak kaldırmaktan çekinebildiğini ifade eden Bağcı, "Yanlış yapmaktan, hata yapmaktan korkuyorlar. Aynı zamanda arkadaşları tarafından damgalanmaktan, etiketlenmekten çekinceleri olabiliyor. Bu durum onları çok zorluyor ve özgüvenlerinde ayrıca bir düşüş yaşanır. Bu düşüşü öğretmenler fark ettiğinde çocuklardaki, gençlerdeki bu durumları, bu değişiklikleri fark ettiklerinde onlara yardımcı olabilmek adına maruz bırakmaları gerekmektedir. Tabii ki öncelikle fark etmelerini sağlamaktır. Bunu nasıl yapabilirler, örneğin öğrenciler sunum yapmaktan çekiniyorlar, korkuyorlar, geri planda kalıyorlar, erteliyorlar, bildiği sorulara parmak kaldırırken öğrenci sıkıntı yaşıyor, bu durum onu kötü etkiliyor. Bunlara maruz bırakabilirler. Bol faaliyetli ortamlarda öğrencileri etkinliklere katabilirler. Bunun gibi durumların gençlerin gelişiminde iyi bir örnek olacağını düşünüyorum" dedi.