Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Semavi Ulusoy, HPV virüsünün düşük riskli türlerinin genital siğillere neden olabileceğini belirtti. Ayrıca, HPV’nin yüksek riskli türlerinin rahim ağzı kanseri riskini artırabileceğini ve HPV'li kişilerin belirti göstermeden virüsü başkalarına bulaştırabileceğini söyledi. HPV'ye karşı hem kız hem de erkek çocuklara aşı yapılması gerektiğini vurguladı.

Dr. Semavi Ulusoy, HPV (İnsan Papilloma Virüsü) hakkında kapsamlı bilgiler vererek virüsün 200’den fazla türü bulunduğunu ve bunların yaklaşık 40 türünün genital bölgede enfeksiyonlara neden olabileceğini açıkladı. HPV türleri, düşük riskli ve yüksek riskli olarak iki gruba ayrılır. Düşük riskli türler, genital siğillere (kondilom) yol açarken, yüksek riskli türler rahim ağzı kanseri yanı sıra vulva, vajina, anüs ve penis kanserleri ile ilişkilidir. Özellikle HPV 16 ve 18 türleri rahim ağzı kanseri vakalarının yüzde 80’den fazlasında bulunur.

Dr. Ulusoy, genital siğillere neden olan HPV türlerinin kansere neden olabilen türlerle aynı olmadığını, ancak siğil varlığında kansere neden olabilecek türlerle de maruziyetin olabileceğini belirtti. Cinsel olarak aktif olan kişilerin büyük bir kısmının hayatlarının bir döneminde HPV ile karşılaştığını vurgulayan Dr. Ulusoy, bağışıklık sisteminin genellikle HPV enfeksiyonunu iki yıl içinde kendiliğinden ortadan kaldırabildiğini söyledi. Ancak, yüksek riskli türlerde bu durumun daha nadir görüldüğünü ifade etti.

HPV'nin cinsel ilişki sırasında deri teması yoluyla kolayca yayılabildiğini ve prezervatiflerin bulaşmayı tamamen önleyemediğini belirtti. HPV'nin çoğu insanın belirti göstermediği için virüsün varlığından haberdar olmadığını, bu nedenle virüsü başkalarına bulaştırabileceğini söyledi. HPV'nin düşük riskli türlerinin vulva, vajina veya anüste siğillere neden olabileceğini ve bu siğillerin birkaç hafta, birkaç ay hatta yıllar sonra bile ortaya çıkabileceğini belirtti.

Her 8 Saniyede 1 Kişi, KOAH Nedeniyle Hayatını Kaybediyor Her 8 Saniyede 1 Kişi, KOAH Nedeniyle Hayatını Kaybediyor

HPV'nin kesin bir tedavisinin bulunmadığını, ancak siğiller kendiliğinden geçmezse ilaç tedavisi veya cerrahi yöntemlerle tedavi edilebileceğini açıkladı. Tedavi yöntemi seçiminde siğillerin boyutu, yeri ve sayısının önemli olduğunu, tedavi sırasında siğillerdeki değişikliklerin, hasta tercihlerinin ve tedavinin yan etkilerinin göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etti.

Dr. Ulusoy, HPV'nin yüksek riskli türlerinin anormal hücre oluşumuna (displazi) neden olabileceğini ve displazinin tedavi edilmezse kansere dönüşebileceğini söyledi. Displazinin en yaygın görüldüğü yerin rahim ağzı olduğunu, ancak vajina, vulva ve anüs gibi diğer bölgelerde daha az görüldüğünü belirtti. HPV testi ve pap smear testi ile erken prekanseröz değişikliklerin tespit edilmesinin önemini vurguladı.

HPV'den korunmak için aşılamanın esas olduğunu belirten Dr. Ulusoy, 9 ila 45 yaş arası için üç farklı aşı türü bulunduğunu, bu aşıların HPV 16 ve 18'e karşı bağışıklık sağladığını ve HPV 6, 11, 16, 18 gibi türlere karşı koruma sunduğunu ifade etti. Aşının ilk cinsel temastan önce yapılması gerektiğini ve hem kız hem de erkek çocuklara 11 veya 12 yaşlarında aşı yapılmasını önerdi. 9-15 yaş arasında 2 doz, 15 yaşından büyüklerde ise 3 doz aşı uygulanmasını tavsiye etti. Aşıların çoğu rahim ağzı kanseri ve genital siğillere neden olan HPV türlerine karşı koruma sağladığını, ancak daha az yaygın HPV türlerine karşı koruma sağlamadığını ve bu nedenle düzenli jinekolojik taramanın devam etmesi gerektiğini belirtti.